DÜNYA İLE YARIŞMALIYIZ

İTSO Başkanı Metin Anıl, ?İnegöl´deki mobilyacıları birbirleriyle rekabet etmekten çıkarıp, Türkiye ve dünyadaki mobilyacılarla yarışır hale getirme mecburiyetimiz var.?

DÜNYA İLE YARIŞMALIYIZ

www.mobilyaninbaskenti.com haber portalının sektör temsilcileri ile başlattığı söyleşilerin ilk konuğu İTSO Başkanı Metin Anıl oldu.

Gazeteci Şerif Gürbaş ile MBC Stüdyolarında bir araya gelen İTSO Başkanı Metin Anıl, mobilya sektöründe dünden bugüne yaşanan gelişmeleri ve ilermeleri anlattı.

RÖPORTAJ

Ticaret Odası Başkanı olarak, İnegöl mobilya sektörüne en uzun süre ve en çok hizmet eden isimsiniz. Bu bağlamda ilk ticaret odası başkanı olduğunuz günden bugüne, İnegöl mobilya sektöründe yaşanan gelişimeleri anlatırmısınız. Nereden nereye geldik.

 

?DÜNDEN BUGÜNE DAĞLAR KADAR FARK VAR?

?1983 yılında İTSO yönetim kurulu üyesi oldum. 87 seçimlerinde yönetim kurulu başkanı oldum. 30 yıldır başkanlık, 34 yıldır odacılık yapıyorum. İnegöl´de doğan büyüyen bir kişi olarak, 15 yaşından beri ticaretin içinde olan, 35 yıldır da sosyal hayatın içerisinde aktif görevler alan bir insan olarak, İnegöl´deki son 45-50 yıllık ekonomik süreci yakından takip etme fırsatı buldum. Gerek İnegöl´ün ekonomik gelişmesi, gerekse de bunun içerisinde mobilyanın büyümesi konusunda en tecrübeli kişilerden birisiyim. Bizim ilk oda başkanı olduğumuz yıllardaki İnegöl mobilyası ile bugünkü İnegöl mobilyası arasında dağlar kadar farkı var. Bundan 30-40 yıl önce İnegöl´de ağaç sanayi vardı, ama daha çok at arabacılığı, sandalye üretimi ve bir miktar da, Demir ve Kaynak Sokak´larda toplamı 10´u geçmeyen mobilyacı vardı. 1960´lı yıllardaydı bu. Daha sonra Osmanbey Caddesi´nin sonuna doğru keresteciler ve sandalyeciler vardı. İnegöl´ün etrafının ormanlarla çevrili olması,hammaddeye ulaşılabilirlik konusunda sıkıntı olmaması, at arabacılığı, sandalyeciliğin gelişmesi, formikanın çıkmasıyla gelişmeye başlayan mobilya sektörü bu günlerde devasa boyutlara ulaştı. Çocuktum, işletmemiz Karamehmet Petrol´ün olduğu yerdeydi. O sokaklara girip çıkma fırsatı buluyordum. 8-10 yaşındaydım. Mobilya imalathanelerine girerdim. Cilada kullanılan taşlar vardı.Yapıştırmada kullanılan boncuk tutkal vardı. Mobilyanın düzeltilmesinde kullanılan siteler vardı. Daha sonra formika çıktı. Şuanki mobilyacı arkadaşlarımızın çoğuna bunları söylediğimiz zaman bilmezler. Bu bizim yaşımız gereği, o mahalde bulunmamız gereği bizim bildiğimiz şeylerdir.?

?Verimli tarım arazilerini kurtardık?

?İnegöl 1. OSB oldu. 1. OSB´ye gelen dış kaynaklı sanayiciler, İnegöl´deki müteşebbis ruhlu insanlara sanayiciliğin, yatırımcılığın, işçi çalıştırmanın, ihracat yapmanın, iş disiplininin, fabrika kurmanın ne demek olduğunu öğrettiler. Biz bunlardan kopya çektik. Mobilyada gerek hammadde gerek işgücü altyapısı olarak sektör kendini geliştirmeye başladı. 1. OSB´de ilk kurulduğu yıllarda mobilya fabrikası yoktu. 4 tane vardı. Daha 70-80´li yıllarda İnegöl hazır değildi. Hazır hale gelince 1. OSB´de yer dolmuştu. Mobilyacı arkadaşlarımız Yenice, Cerrah ve Kurşunlu bölgelerine yatırım yapmaya başladılar. Biz de bu gelişmeyi görüp, verimli tarım arazilerinin fabrikalarla doldurulmasının yanlış olduğunu görüp, mobilya ve ağaç ihtisas OSB´yi yapma gereği gördük. Mobilya ve Ağaç İhtisas OSB İnegöl´ün verimli tarım arazilerinin kaybolmasını önlemiştir.?

 

?Mobilya istihdam dostu bir sektör?

 Mobilyacı müteşebbis arkadaşlara İnegöl Belediyesi ve İTSO´nun büyük destekleri olmuştur. Bu uzun süreç içerisinde biz de elimizi taşın altına koyduk, her konuda öncülük yapmaya gayret ettik. İnegöl mobilya sanayinin gelişimi için şunları gördük; mobilyacımıza altyapısı hazır arsalar oluşturmamız lazım, uygun vadeli krediler bulmamız lazım, dünyadaki pazarları yakından görme ve tanıma fırsatı vermemiz lazım, ürettiği malları İnegöl´den Türkiye´ye ve dünyaya tanıtma fırsatı vermemiz lazımdan yola çıkarak, kümelenme projelerinin içerisinde olduk. Yurtdışı seyahatleri düzenlememiz lazım dedik, rakiplerini tanısınlar, yeni modelleri görsünler, oradaki AR-GE ve inovasyonları Türkiye´ye taşısınlar istedik. Mobilyacılarımızın ürettiği malları Türkiye ve dünyaya tanıtması için MODEF´i kurduk. Mobilyacımızın AR-GE ve inovasyonunu artırması adına TÜV´ü İnegöl´e getirdik ama bu konuda başarı elde edemedik. İnegöl´deki mobilyacılar KOBİ çoğunlukta olduğunu gördük, AR-GE, inovasyon ve tanıtımda zorlanıyorlar, İnegöl Mobilyası markasını araçlara giydirerek, Türk insanı tarafından daha tanınır hale gelmesi amacıyla reklam yaptık. Bunlar mobilyacı arkadaşlarımızın önüne konunca, onların da müteşebbis ruhu ve cesareti ile mobilya sektörümüz bugünlerde 350-400 milyon dolar ihracat, 3-4 milyon dolar ithalat yapan istihdam dostu ve katma değeri yüksek bir sektör olarak İnegöl´e oturdu. Mobilyamızı bu konuma getirdik. Yeter mi? Yetmez.

?Sektörün önü çok açık?

 Dünyadaki ülkeler kendi aralarında 200 milyar dolarlık mobilya alışverişi yapıyorlar. 200 milyar dolarlık bu alışverişin içerisinde Türkiye´ye baktığımızda yüzde 1 civarında bir paya sahip olduğumuzu görüyoruz. Biz buradan daha fazla pay almalıyız. Bu yüzdeyi 3-5´lere çıkarmalıyız. Niçin yüzde 1-2´leri yüzde 3-4´lere çıkaramıyoruz? En büyük rakiplerimizden bir tanesi Çin, orada işgücü ve maliyetler bizden daha uygun. Ucuz malda rekabet edemiyoruz. Kaliteli mallarla da marka olamamamız nedeniyle İtalya ve Avrupa ülkeleriyle rekabet edemiyoruz. İki arada sıkıştık. Çin gibi ucuz üretme imkânımız olmadığına göre AR-GE, inovasyon ve markalaşmaya önem vermeliyiz. Önümüzdeki dönemde AR-GE ve inovasyon konusunda belli bir yere gelirsek, dünya ticaretinden daha fazla pay alma imkânı bulacağız.?

 

Mobilya sektörüyle ilgili her platformda sarf edilen ve bir zaman sonrada slogan haline gelen bir söz var. Mobilyanın başkenti İnegöl. Bildiğim kadarıyla bu sözü ilk siz kullandınız. Ancak bu sözü Kayserili ve Ankaralı mobilyacılarda kullanıyor. Sizce Mobilyanın başkenti İnegöl mü? Bizi onlardan farklı kılan nedir?

ÇITANIN ÜSTÜNDEN ATLAMALIYIZ

?İnegöl mobilyasının önünü açma çalışmalarının yapıldığı yıllardı. 10 yıl önce İnegöl tanıtım grubunun kurulma heyecanının yaşandığı yıllarda o heyecanla İnegöl mobilyada Türkiye´nin başkenti olmalı dedik, bu yolda ilerliyor dedik. Bu sloganı ilk kez İTSO olarak kullandık ve oturdu. Bu slogan sadece İnegöl´de kullanılmıyor, rakiplerimizin de hoşuna gitti ve zaman zaman kullandılar. Bu söz ilk defa bizim tarafımızdan seslendirilmiştir. İnegöl gerçekten bu yolda hızla ilerliyor. Eksiklerimizi tamamladığımız zaman, mobilya ve ağaç ihtisas OSB´de yapılanma tamamlandıktan sonra Türkiye´de bize rakip olacak bir yerleşim yeri yok. Çıtanın üstünden atlamamız lazım. Ekonomide olumlu rüzgârların esmesi lazım.?

 

Sizinde ifade ettiğiniz üzere mobilya sektörü son 15 yılda ciddi gelişme kaydetti. Bu gelişmenin yaşanmasında hiç kuşkusuz sektör temsicierinin yanı sıra, siz STK´larında katkısı çok büyük. Ancak ülkede yaşanan en ufak bir ekonomik krizde, en çabuk durağanlaşan bir sektörde mobilya sektörü. Bunun sebebi nedir. Bu nasıl aşılır?

 

YÜZDE 8´LİK KDV KALICI OLMALI

?İnsan fıtratında şu vardır; siz araç kullanıyorsunuz, 120 km hızla devam ederken birden sise girersiniz, ne yaparsınız? Süratinizi düşürürsünüz. Ticaret de aynı bu şekildedir. Eğer ticaret iklimi, yatırım iklimi varsa siz işadamı ve yatırımcı olarak coşarsınız. Borçlanırsınız, risk alırsınız, yatırım yaparsınız. Ama eğer bir iklim, rüzgâr, ortam yoksa gazdan ayağınızı çekersiniz, beklemeye girersiniz. Bekleme dönemleri genellikle ülkedeki kaos ve kargaşanın olduğu dönemlerdir. Maalesef 2016 yılı bu yıllardan bir tanesidir. Rus uçağı düşürüldü, Güneydoğu´da hendek operasyonları oldu, Türk ordusu Suriye´ye girdi, FETÖ hadisesi oldu, o kadar çok olumsuzluk oldu ki? Böyle bir ortamda yatırımcı psikolojisi itibariyle gazdan ayağını çekti ve bekleme sürecine girdi. Nisan ayında bir referandum süreci var. Bunlar hep yatırımcı için belirsizlik addeden şeylerdir. Türkiye´nin bir an önce bahsedilen süreçten çıkıp yatırım ortamını iyileştirme sürecine girmesi lazım. Öyle olunca çevremizdeki yatırımlar artacak, yüzde 12´lere çıkan işsizlik azalacak ve Türkiye, İnegöl hızlı şekilde büyümeye devam edecek. Belirsizliğin olduğu dönemlerde insanlar taleplerini ötelerler. Ev, araba, mobilya gibi tüketimler yapacakları zaman bunları ötelerler. Bunun hızlandırılması adına KDV yüzde 8´e çekildi. Bu sektöre can suyu verecektir. Yüzde 18 bize göre yüksek bir KDV´dir. Bu KDV´nin yüzde 8´lerde geçici değil kalıcı olarak devam etmesini talep ediyoruz. Üretici arkadaşlarımızın daha fazla yurtdışına çıkıp daha fazla ihracat yapmalarını talep ediyoruz.?

 

Mobilya sektörünün durağanlaşması, doğal olarak İnegöl´de ki sosyal hayatıda yakından etkiliyor. Sizce mobilya dışında İnegöl ekonomisini sürekli canlı tutacak ne gibi yatırımlar yapılmalı. Yatırım için gerekli alt yapımız var mı? Bu yatırımları ilçemize çekmek için nasıl bir yol izlenmeli?

MOBİLYA İLE GURUR DUYUYORUZ, AMA?

?Mobilya bizim geleneksel ürünümüz, mobilyayla gurur duyuyoruz. Başkent olma yolunda ilerliyoruz. Dünya ile rekabet edebilme çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türkiye´nin bundan sonra bir olmazsa olmazı var. Türkiye bundan sonraki yatırımlarını katma değeri yüksek ürünler üretmeye yöneltmek zorunda. Bu konuda bir hamle yapamazsak hala kalkınmakta olan ülkeler sınıfında dünyada 18., 20. ekonomi olma durumunda yolumuzu sürdürürüz. İlk 10 büyük ekonomi arasına girmeyi hedeflemişsek, acilen Türkiye olarak katma değeri yüksek ürünler üretme ihtiyacımız var. Türkiye´nin varsa İnegöl´ün de var. Mobilya ve ağaç ihtisas OSB´miz büyük bir yerde kuruldu ve büyümeye elverişli. Otomotiv, otomotiv yan sanayi, uzay ve havacılık, savunma sanayi konusunda da çalışmalar sürdürmeye başlamamız lazım. Batımızda Bursa, doğumuzda Eskişehir var. Otomotiv ve yan sanayi bakımından ciddi çalışmalar yapan şehirler. Kendimize bu iki iklim arasında yer bulmamız lazım. Yenişehir havaalanı dibimizde, hızlı tren yanımızdan geçecek. Biz buradan faydalanıp yatırımların bir kısmını yavaş yavaş İnegöl´de oluşturmak mecburiyetindeyiz. Mobilya bizim olmazsa olmazımızdır, gelişime yoğunlaşacağız, ama bundan sonra katma değeri yüksek ürünler üretme konusunda yavaş yavaş bir yerlere gelmeye başlamamız lazım.?

Mobilya sektöründe en önemli sıkıntının nitelikli eleman sayısının yetersizliği diye ifade ediliyor. Sizce nitelikli eleman konusu çözüme kavuşsa, mobilya da ki tüm sorunlar hallolmuş olacak mı. Yada başka ne gibi sıkıntılar var ve çözümü nedir.?

NİTELİKLİ ELEMAN SIKINTISI HER SEKTÖRDE VAR

?Her sektörün kendi içinde sorunları vardır. Bu sadece bizim sorunumuz değil. Siz bir sektörde çok yoğunsanız orada nitelikli eleman sıkıntısı vardır. Anadolu´da ne mobilyacı, ne de nitelikli eleman sıkıntısı vardır. O sıkıntı o kümelenmenin olduğu yerde vardır. Bu geçmişte de vardı, bugün de var yarın da olacak. Gelişmeler hem sektör, hem sivil, toplum örgütleri bazında sürdürülüyor. Sıkıntı en aza indirilmeye çalışılıyor. Her sektörde olduğu gibi, mobilyada da sorunlar olacak. Bunların halledilmesi konusunda çalışmalar sürecek.?

 

Sizce nitelikli eleman yetersizliğinin sizce sebepleri neler. Mesela sektördeki çalışma koşulları, maaş ve sosyal haklar buna sebepmidir?

 

ARZ TALEP MESELESİ

?Ekonomide arz-talep dengesi vardır. Talep olursa arz fazlalaşır. Sektörde nitelikli elemana ihtiyaç yoksa, nitelikli elemana verilen fiyatlar yükselir, yoksa düşer. Bu serbest piyasa ekonomisinden kaynaklanır ve kendi kendine oluşur. Bu sizin bizim belirleyeceğimiz şeyler değildir. Sektör hareketli ve ihtiyaç varsa fiyatlar yükselir.?

 

Mobilya Firmaları için fuarların önemi çok büyük. Uzun yıllardır mevcut fuar alanını kullanan sektör temsilcileri, artık yeni bir fuar merkezi istiyor.  Sizce MODEF´in yeni fuarı yapacak gücü ve iradesi var mı. Bu konuda hangi aşamadayız.

YENİ FUARA DÜNYA MARKALARINIDA DAHİL ETMELİYİZ

?Belediye Başkanımız yaklaşık 80 bin metrekare yeri MODEF Fuarcılığa verdi. Kendisine teşekkür ederiz. Oradaki arkadaşlarımız da iyi niyetli çalışıyorlar. Bu konuyla alakalı projelendirme çalışması yaptılar, lansman yaptılar. Buraya kadar gayet güzel geldi. Yeri hazır, proje hazır, finansmanın da 3 ay içerisinde halledilmesi lazım. Sayın Vekilimiz uzun vadeli, düşük faizli finansman bulma sözü vermişti. Yakın zamanda bir lansman yapılarak bu konuda sektörün ve kamuoyunun bilgilendirilmesinin yapılmasını bekliyorum. 60-70 milyon TL´lik bir yatırım. Bu proje de bittikten sonra İnegöl´ün ufku daha da açılacaktır. İnegöl´deki arkadaşlarımız kendilerini daha iyi tanıtma fırsatı bulacaktır. Çoğu arkadaşımız İstanbul Mobilya Fuarına katılma gereği duymayacaktır. İnegöl mobilyasının çağ atlaması adına çok önemli bir fırsat vardır.

?Mobilyacılarımız dünya ile rekabet etmeli?

?Yeni yapılacak fuar alanına Türkiye´deki ve dünyadaki mobilyacıları da dâhil etme mecburiyeti vardır. Neden? 1986´dan sonra iktidar olan Özal hükümetleri, Türkiye´ye serbest piyasa ekonomisini getirdi. Bu Türkiye´nin önünü açtı. Rekabet Türkiye´nin önünü açtı. Biz burada, bu mekânlarda Türkiye mobilyacısı ile İnegöl mobilyacısını rekabete açmak zorundayız. Rekabet daha iyiyi, daha ucuza yapma ve daha iyi rekabet edebilmeyi öngörür. Bunu becerebilirsek kendimizi tanıtma ve marka oluşumu kendi içimizde hızlanacaktır. İnegöl´deki mobilyacı arkadaşlarımızı birbirleriyle rekabet etmekten çıkarıp, Türkiye ve dünyadaki mobilyacılarla yarışır hale getirme mecburiyetimiz var.?

 

İnegöllülerin iki hayali vardı. Bunlar biri il olmak, bir diğeri de üniversite. İl olma hayalimiz maalesef bütünşehir yasası ile suya düştü. Şimdi elimizde üniversite hayali var. Bu konuda niçin adım atılamıyor. Her konuda ilkleri başaran, girişimciliği ile tuttuğunu koparan dinamikleriyle üniversite konusunda niçin hiç yol kat edilemiyor. Bu konuda bizi tutan bir el mi var?

BÜYÜKŞEHİR İYİ OLMADI

?Uzun yıllar İnegöl siyaseti ve ticareti, sosyal hayatı içerisinde olan bir kişi olarak il çalışmasını ilk başlatan, İnegöl il olacak pankartını ilk asan, bu konu ile ilgili TBMM´ye 2 tane kanun verdiren bir arkadaşınızım. İnegöl´ün il olma komitesini kuran, uzun yıllar bu konuda çalışan, 28 Şubat´la birlikte bu defterin kapandığını gören bir kişiyim. Daha sonra gelen AK Parti hükümetleri ve iktidarları, Türkiye´deki il sayısının çoğalmasına sıcak bakmayınca bu konu rafta tozlu bir şekilde bekletildi. Gün geldi İnegöl, Bursa´ya başlatıldı. Bu konuda Uludağ Üniversitesi´nde bir çalışma yaptırmıştık. İnegöl il olmuyorsa başka özel bir statü ile yönetilmeli diye söylem oluşturmamıza rağmen Bursa´ya bağlandık. Bana göre iyi olmadı.?

?Büyükşehir önümüze konan bir bariyer??

?İnegöl gibi hızlı düşünen, hızlı hareket eden, çabuk kümeleşen, düşüncesini hızlı şekilde hayata geçirebilen bir ilçenin Bursa´ya bağlanmasını ayağına bağlanan bir pranga olarak ifade ettim. Karacabey, Kemalpaşa gibi ilçelerin bağlanmasında fayda olabilir ama İnegöl gibi müteşebbis ruhlu, kendi kararını alıp uygulamaya sokabilen bir yerleşim yerinin Büyükşehir´e bağlanması önümüze konulan bir bariyer, hızımızı kesen bir konudur. İnşallah önümüzdeki yıllarda düşünceler farklılaşır, İnegöl layık olduğu şekilde bir yönetim tarzına kavuşur.

?İl olsaydık üniversitemiz olurdu?

İnegöl bir il olsaydı zaten üniversitesi olurdu, ama il olmayınca hala ilçe gözüyle bakılıyor. Diğer ilçeler gibi irdeleniyor. Onun için üniversite konusunda bir adım atılmıyor. İnegöl´e bir fakülte getirilmesi, yüksekokul kurulması başarılıdır. Geçtiğimiz ay dekanımız başkanlığında bir kurul kurduk. Üniversite konusunda çalışmalar başlatıldı. Burada bizim iyi niyetli çalışmamızın neticeye ulaşması için siyasi iradenin de bu işin içinde olması şarttır. İlk toplantıda siyasi iradenin de bu işe dâhil olup Vekilimizin bizimle çalışması gerektiğini ifade ettim. Salı günü bu konuda bir toplantı daha yapacağız. Vekilimiz de bizimle bu toplantıya katılıp çalışmamıza destek verir diye ümit ediyorum. Nasıl yüksekokulu, fakülteyi İnegöl´e getirdiysek, bu çalışma da başarıya ulaşır. Yüksekokulun İnegöl´e kurulması, daha sonra fakültenin İnegöl´e getirilmesi İnegöl´deki sosyal yapıyı değiştirmiştir. İnegöl, hızlı sanayileştiği için dışarıdan hızlı bir göç alıyor. Gelen göç, İnegöl´deki sosyal ve siyasi yapıyı değiştiriyor. Bunu daha zenginleştirmek ve çeşitlendirmek adına dışarıdan gelen öğrencilerin İnegöl´deki kültürel ve sosyal yapıyı daha yukarılara çıkaracağını düşündüğümüz için bu işi desteklemiştik. Eğer üniversite de gelirse, İnegöl´de yaşayan öğrenci sayısının çoğalması, kendi kültürlerini buraya taşımaları ve sosyal yapıyı yukarı çıkarmaları adına destekliyoruz. İşin bir de ekonomik durumu var. Her gelen öğrenci İnegöl´de para harcayacak, ekonomik katma değer getirecektir.?

 

Önümüzde anayasa değişkiliğinin oylanacağı bir referandum var.  Sandıktan Evet ya da hayır çıkması, ülkemizin siyasi istikrarına olumlu ya da olumsuz etki edecekmidir. İş dünyasının bu konuda yaşadığı bir tedirginlik var mı?

SANDIKTAN ÜLKE YARARINA BİR SONUÇ ÇIKSIN

?16 Nisan´da Türkiye´de yaşayan 80 milyonun önüne sandık gelecek. Geçmişte de referandumlar yapılmıştı. Bu referandumda ülkenin geleceği adına en uygun karar çıkacağını, geçmişteki referandumlar ve seçimlerde olduğu gibi halkın yanlış yapmayacağını çok iyi bildiğimiz için ülke yararına bir sonuç çıkmasını temenni ediyoruz. Bu sonucun iş dünyası için bir beklenti var. Herkes bu sonuca göre gardını alacağı için referandumdan sonra daha iyi bir yatırım ortamı oluşacağını düşünüyorum. İş dünyası 16 Nisan´a kadar frene basar. Sonuca göre hareket eder.?

 

İTSO başkanlığı için yeni dönemdeki düşünceniz nedir. Yeni dönemde aday olmayı düşünüyormusunuz? Aday olmadığınız taktirde nasıl ve hangi özellikte bir adayı desteklersiniz?

HİÇ ADAY OLMADIM YİNE DEĞİLİM

 ?8 tane İTSO seçimine katıldım. Hiçbir seçimde aday olmadım. Adaylığımı da açıklamadım. Eğer sizi destekleyen bir ekip yoksa, çoğunluk sizi desteklemiyorsa, zaten aday olsanız ne olur? Sonu hüsran olur. Ben hiç aday olmadım, bu seçimde de aday olmadım. Şuandaki yönetim olarak vazifemiz, yapacağımız iş odayı sağlıklı, huzurlu bir şekilde seçimlere götürmek. Kaos ve kargaşa ortamı oluşturmadan, İnegöl iş dünyasına yakışır ve sağlıklı bir şekilde seçimlere gitmek. Biz o şekilde seçimlere götürürüz. 30 yıl bu işe emek vermişim, yıllardır yürüdüğüm yol arkadaşlarım var. O günler geldiğinde seçim üstü arkadaşlarımızla oturur istişare ederiz. Daha çok erken. Bugün için söyleyeceğimiz şu; biz muhtemel 2017 Kasım ayında yapılacak seçimlere odayı, İnegöl iş dünyasına sağlıklı şekilde götürmeyi hedefliyoruz. Seçimden 1-2 ay önce arkadaş grubumuzla istişare yapılır, başka arkadaşla yolda yürünmesi gerekiyorsa yürünür, gerekli koalisyonlar kurulması gerekiyorsa kurulur. Bugün için çok erken. Ben hiçbir zaman aday olmadım, şartlar neyi gerektiriyorsa onu yaptım.

?Mobilyacı aday için bir engel yok?

?İnegöl´de İTSO´nun başına bir mobilyacının geçmesi için bir engel yok. Gıda sektöründen bir arkadaş geçebiliyorsa, mobilyacının geçmesinde de bir engel yok. Bizde 19 meslek komitesinin 3´ü mobilya komitesi. İTSO üye profilimizin yüzde 30´u mobilyacı. Gayet demokratik bir seçimle bu işlerin başına getiriliyoruz. Mobilyacı bir arkadaşımızın İTSO üyelerinden teveccüh görüyorsa, oda başkanı olmasında bir mani yok. 



Anahtar Kelimeler: DÜNYA YARIŞMALIYIZ